Ülke basketbolumuz adına her şeyden önce bütünleşmeye ve önceliklerimizi belirlemeye ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle basketbolumuzun bütün paydaşlarının her açıdan katkısına ihtiyacımız var. Bu katkıya en çok da kadın basketbolumuzun ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Kadın basketbolumuzda A Milli Takımlar düzeyinde; 2011 FIBA Avrupa Şampiyonası’nda gümüş madalya, 2012 Londra Olimpiyatları’nda çeyrek final, 2013 FIBA Avrupa Şampiyonası’nda bronz madalya, 2014 Dünya Şampiyonası’nda dördüncülük, 2015 FIBA Avrupa Şampiyonası’nda beşincilik, 2016 Rio Olimpiyat Oyunları’nda çeyrek final ve 2017 FIBA Avrupa Şampiyonası’nda beşincilik gibi çok önemli başarılar elde edildi. A Kadın Basketbol Milli Takımımızın son üç-dört yıllık süreçte aldığı sonuçların ise pek parlak olduğundan söz edemeyiz ve sancılı bir geçiş süreci yaşıyoruz. Yaklaşık 10-12 yıllık bir süreçte (2005-2017) uluslararası düzeyde başarıdan başarıya koşan kadın millilerimiz, yaşanan ivme kaybına rağmen 2005 yılından itibaren aralıksız olarak bütün resmi turnuvalara katılma başarısı gösterme alışkanlığını da devam ettirdiğini görüyoruz. Gerek Altyapı Milli Takımlarımızın Avrupa Şampiyonalarındaki durumu gerekse de kadın basketbolumuzdaki oyuncu havuzunun dar olması sorunlarıyla karşı karşıya olsak da yine de yakın gelecekte tekrardan bizleri başarıdan başarıya taşıyacağına inandığım çok yetenekli genç oyuncularımızın olduğunu da memnuniyetle görüyoruz. Bu nedenle A Kadın Basketbol Milli Takımımızın tekrardan yakın geçmişteki başarıları yakalaması adına önemli bir potansiyele sahip olduğunun da umudunu taşıyoruz.