Şubat penceresinde bundan daha iyi oluruz (Necip Kapanlı)

"Hırvatistan ve Hollanda maçlarına en kötü nasıl hazırlanabiliriz?" konulu bir yarışma açılsa, federasyonun sunumu en azından mansiyon ödülü alırdı.

Geçen Şubat ayında İsveç ve Hollanda'ya kaybettiğimiz maçlardan önce All Star'ı fırsat bilip 2-3 günlük bir kamp düzenlenmemesini geride bıraktık... Kulüp takımların sezon hazırlıklarını Türkiye'de yaptığı bu yaz aylarında milli takım bir kamp yapılamaz mıydı? TÜBAD Turnuvası'na milli takım olarak katılmamız çok mu zordu?

Son olarak maça 6 gün kala koç değişikliği hangi aklın ürünüdür? Madem Sarıca'dan vazgeçtiniz, Orhun Ene'ye hiç olmazsa bir aylık planlama zamanı verebilseydiniz.

Filmi geri saralım... Hırvatistan ile yarın yeniden oynayacak olsak, inanın hatırlamak istemediğimiz o kötü gündekinden çok daha farklı bir sonuç alırız... Çünkü koçla takım birbirlerini tanımaya başladı.

Milli Takımlar Direktörlüğü diye bir makam ve o makamın sahibi olan bir kişi var. Hatta, "Ben anlamam, bana sormayın." dediği Kadın Milli Takımlarından da sorumlu. Bugüne kadar ne iş yaptığını biz anlayamadık, görevine son verilen koça tebligat için özel ulak olmasının dışında...

Diyeceğim şudur ki, FIBA milli maçları sezonun ortasına yerleştirdi. Herkes gibi bizim için de bir problem ama sızlanmanın faydası yok. Bu şartlarda en iyi nasıl hazırlanabiliriz? Bunu tasarlamak, üretici olmak lazım... Bazılarının yaptığı gibi saklanarak statükoyu korumak yerine...

Kulüplerimiz milli takıma ellerinden geldiği kadar yardımcı oluyor. Fenerbahçe, Melih Mahmutoğlu'nu gözü kapalı milli takıma gönderdi. Efes bir gün önce Kızılyıldız'la oynamış, oyuncuları gece yarısı İstanbul'a gelmişken, "Ben büyük ücretler ödediğim oyuncularımın sakatlık riskini göze alamam, bu nedenle vermiyorum." demedi, hepsini gönderdi. Diğer ülkelerin milli takımlarına bakın, kaç Euroleague oyuncusu sayabileceksiniz? Ama organizasyon tarafında çok zayıfız. Hırvatistan Milli Takımı son iki yıl yaz aylarında Amerika ve Çin'e gidip turnuvalar oynadı. Biz ne yaptık? Hiçbir şey...

Bu şartlar altında grupta hayatta kalmamızı sağlayan Hollanda galibiyetini çok değerli görmemiz lazım. Şuna inanıyorum ki, Şubat ayına kadar yaratılacak fırsatlarla, birkaç kez mümkün olan oyuncularla düzenlenecek mini kamplarla oyuncular koçun kendilerinden beklentilerini daha fazla özümseyebilirler ve daha takım gibi olup bu kaostan çıkar. Buna inancımız tam.

Ayrıca Orhun Ene'nin sözleşmesi süresince sadece milli takım için çalışacak olmasını da çok olumlu bir gelişme olarak kabul ediyoruz. Zaten olması gereken de buydu. Çünkü bu zor süreçte milli takım koçunun kafasını meşgul eden başka konular, yani başka takımlar olmamalı.

Büyük fotoğrafa baktığımızda ise bütün bu düşüncelerin günü kurtarmak olduğu, asıl sorunun oyuncularımızın kalitesini yükseltmek olduğu muhakkak. Aslına bakarsanız, TBF yabancı sayısını 5 ile sınırlandırmamış olsa, belki Şubat ayına daha kötü durumda da gidebilirdik. Türk oyuncusunun gelişimi kendi başına bir başlık. Bir yandan önümüzdeki kritik maçları düşünürken, bir yandan da kaliteyi nasıl yükseltebileceğimizi tartışmamız gerekiyor.

Şubat penceresinde bundan daha iyi oluruz (Necip Kapanlı)

Paylaş

Yorumlar Okunma: 3745