Hakan Demir: Bu oyuncularla çalıştığım için şanslıyım - BasketFaul.com

Hakan Demir: Bu oyuncularla çalıştığım için şanslıyım

31-03-23 12:37
Son haftalarda yakjaladığı ivme ile orta sıralara yükselen, ligde kalmayı henüz garantilememiş olsa da olay off hesapları yapabilecek konuma gelen Manisa BŞB'nin koçu Haken Demir konuğumuzdu. Demir ile maç sonu demeçlerinden, Manisa'nın yükselişine, kadroya kattığı oyunculardan yerlilerle ilgili önerilerine kadar sorularınız oldu...
Şu yanıtları aldık... 
MAÇ SONLARINDA NEDEN KISA KONUŞUYOR?  
Son haftalarda üst üste galibiyetler aldınız ve bizler de maç sonu görüşlerinizi sayfalarımıza aktarmaya çalıştık. Yenilgilerden sonra konuşmak zordur ama siz kazanınca da konuşmayı sevmiyorsunuz. Bir-iki cümle ile geçiştiriyorsunuz. Bu konudaki eleştirilerimizi kabul eder misiniz?
* Burada aslında söylenmesi gereken şu; oradaki bir basın toplantısı değil. Karşılıklı bir basın toplantısı olarak konuşulmuyor. Orası bir televizyon maç sonu röportajı. Normalde eskiden basın toplantıları oluyordu. Basın mensupları zaman zaman ilgi göstermediği için tek başınıza kalıyordunuz ve bu nedenle BSL’de maç sonu basın toplantıları iptal oldu. EuroLeague’de, Şampiyonlar Ligi’nde ve Avrupa kupalarında basın toplantıları devam ediyor. Burada yalnızca bir televizyon röportajı olarak bir konuşma oluyor. Orada da sorulan soru zaman sınırlı olduğu için doğal olarak detaylı bir soru olmuyor. Benim anlayışıma göre o tip bir soruya verilebilecek bir yanıt ancak belli bir derinlikte olabilir. Dolayısıyla konunun derinine inilecek vaktin olmadığı bir ortamda bana sorulmayan bir soruya yanıt vermem veya benim olayı fazlasıyla anlatmam bana uygun gelmiyor.
ÇEVREMDEKİLER "MANİSA ZOR DURUMDA, GİTME" DEMİŞLERDİ
Manisa'dan teklif aldığınızda "Gitme, düşüyorlar" diyen arkadaşlarınız oldu mu? Büyük bütçesi de yokken kabul etme aşamasında sizi olumlu yanıt vermeye neden olan etken neydi?
* Manisa BBSK’nin o anki durumu doğrultusunda ligde bir galibiyeti ve yedi mağlubiyeti vardı, oynadığı maçları 20’şer sayı fark ile kaybeder bir durumdaydı. Çevremden gelen genel fikirler Manisa’ya gitmemem yönündeydi fakat kulüp konusunda bilgisi olan ve Türk antrenörlerininin bulunduğu durumu bilen ve alması gereken risklere hakim yetkili kişiler ile görüştüğümde Manisa BBSK’nın güçlü bir kulüp olduğunu ve potansiyelinin olduğunu, ancak benim tecrübemde bir antrenörün kendilerine yardımcı olabileceğini ve kurtarabileceğni söylediler. Bu riski almamın birçok anlamda faydalı olacağına karar verdim. Aynı zamanda geçen sene de Romanya’da da 14. sırada olan bir takımı alarak 7. Sırada play-off’a taşıdığım için bu kararda ben de kendimi daha rahat hissettim. Henüz böyle bir alışkanlığın içindeyken böyle de bir tecrübem varken bunu kullanmak istedim. Tabii ki bunları kullanırken de kulübün bütçesinden çok çalışacağınız kişiler sizin için önemli oluyor. Burada da Nihat Mala benimle çalışmayı çok ısrarlı bir şekilde istedi. Bu konudaki arzusunu çok gösterdi. Bizim de geçmişte yaptıklarımız ve zaman zaman yapamadıklarımıza dair çok ciddi tecrübemiz olduğu için ve birbirimizi çok da iyi tanıdığımız için bunu burada başarabileceğimize dair güvenim vardı. Bu takımı ancak Nihat Mala ve benim beraber çalıştığımız başarılı sezonlardaki gibi bir sezon ile istediğimiz yere taşıyabileceğimizi biliyordum, bunun kolay olmadığının da farkındaydım. Burada bana verilen en büyük söz şuydu; ‘Takımda istediğin her türlü değişikliği yapabiliriz’. Ben geldiğimde çok fazla oyuncu vardı, yedi yabancı oyuncu vardı. Belki bir çoğu da benim istediğim tarz oyuncular değillerdi ama ben yine de istediğim şeyleri istediğim zamanda yapabilmenin rahatlığı ile buraya geldim. Bu tip hamleleri de tam gününde ve zamanında yapabiliyorsanız, kulübün de bu hamleleri yapacak maddi gücü varsa ve siz de doğru kararları verebiliyorsanız bu işler kolaylaşıyor. Biz de Nihat Mala ile daha önce bu tip durumlarda doğru kararlar almış insanlarız. Bu durumda da doğru kararları aldık, alabileceğimizi de biliyorduk. Şu ana kadar iyi bir şekilde bu takımı bu noktaya kadar getirdik. Tabii ki şimdi her şeyin bittiği noktada değiliz aksine mücadelenin tam da ortasında olduğu bir yerdeyiz. Şu ana kadarki ivmemizden ikimiz de memnunuz…”
OYUNCULUKTAN ÖNE KARAKTER ÖNEMLİ
Manisa'da göreve geldikten sonra TOFAŞ'ta oynayamayan Cecil Williams, kendi bölgenizdeki Konya'dan Selim Troy Şav, Romanya'da birlikte çalıştığınız Ricky Tarrant'ı kadrosuna kattınız. Düşme potasındaki bir takım için çok da parlak gözüken transferler değldi ama gün itibariyle henüz kurtulmuş sayılmasanız da play off hesapları yapacak yerlere geldiniz. Bu sürecin hikayesini anlatır mısınız? 
* Bir takımı düşme potasından kurtarabilmek için oyunculuktan da öte karakterlerin sağlam olması gerekiyor çünkü burada yaşanan baskılar burada yaşanan stresler normal bir takımın başarıya ulaşması için çektiği veya hissettiği baskılardan daha ağır baskılar. Her hafta etrafınızda ‘düştünüz, bittiniz’ denen bir ortam var. Kulüp içinde moral bozukluğu var. Bu noktalardan çıkabilmek için pozitif olan, takımla ilişkileri iyi olan, karakteri ve yeteneği olan mücadeleden vazgeçmeyen ve her şeyden önemlisi size bağlı insanlara sahip olmanız gerekiyor. Ricky Tarrant ve Cecil Williams, geçtiğimiz sezon Romanya’da Dinamo Bükreş’te aynı böyle bir ortamda elini taşın altına sokan ve mücadeleden kaçmayan oyuncular oldu. Bunu göstermişlerdi. Ben Ricky Tarrant’ı ikinci ligden aldım gibi bakmıyorum. Ricky benim tanıdığım bir oyuncuydu, son olarak ikinci ligde forma giyiyordu. Ricky Tarrant üçüncü ligde oynasa ben yine Ricky Tarrant’ı tercih ederdim. Cecil için de TOFAŞ beni aradığında da olumlu referanslar vermiştim ama orada TOFAŞ’ın aradığı profile uymadı bu da olabilir. Cecil benim takımımda benim aradığım profile uygun bir oyuncu. Şu ana kadar da mücadelesiyle savaşıyla bize çok önemli katkılar verdi. Verdiğim iki karardan da mutluyum. Tabii ki bu kararları verebilmek için oyuncuları tanımak gerekiyordu. Ben de geçen sene bu oyuncularla çalışmış olmamın avantajıyla bu oyuncuları transfer ettim. Troy Selim Şav ile ilgili de biz o dönem Türk oyuncu transferi bitene kadar karşımıza çıkan tüm oyuncuları kadromuza katmaya çalışıyorduk. Bu arada Troy’un kulübünden ayrılabileceği haberi geldi. Biz de talip olduğumuzu söyledik. Yine burada kulübümüzün gücü ortaya çıktı. Bu transferin tabii ki belli bir mali külfeti vardı ama Manisa BBSK yönetiminin ve organizasyonun gücü ve ciddiyeti tüm bunları aşarak Troy Selim Şav’ı buraya getirmemizi sağladı. Troy da yaptığımız doğru transferlerden bir tanesi oldu. Türk oyuncu sayımızı arttırmak amacıyla 1-2 transfer daha yapmak istemiştik ama onlar gerçekleşmedi. Alabildiğimiz oyuncuyu aldık, kendisi de bizim için doğru bir transfer oldu. Bununla beraber takımdan ayrılan oyuncularımız oldu. İsimlerini basketbol kamuoyu biliyor. Onlarla da yollarımızı ayırarak hem kadromuzu sadeleştirdik hem kimyamıza uygun oyuncuları bir araya getirdik.
ROBERSON VE DİĞERLERİ...
Neleri değiştirdiniz de her oyununun verimi arttı? Örneğin John Roberson... Dışarıdan bakanlar değiştirilmesi gerektiğini düşünürken şimdi Bosna Milli Takımı'ndaki en iyi maçlarını hatırlatan performanslar sergiliyor..
* John Roberson şöyle bir oyuncu; bir takımın çok iyi bir skorer point guardı olabilir veya bir takımın çok iyi olmayan bir oyun kurucusu olabilir ama takımın genel düzeninin daha iyi olabilmesi için yanında onu rahatlatacak bir point guard olması gerektiğini zaten ben daha önce Şampiyonlar Ligi’nde Strasbourg için oynarken gözlemlemiştim. Biz kendisini skorer guard pozisyonunda oynatmayı uygun gördük. Zaten ben bunu daha önceden gördüğümden Ricky Tarrant’ı alırken kendisini John Roberson yerine almamıştım. John Roberson o dönemde sakattı ancak benim o dönemki planım Ricky Tarrant’ı oyun kurucu pozisyonunda, Pako Cruz’u iki numara pozisyonunda, John Roberson’ı da bu iki pozisyondan hangisinde oyuncu değişikliği yapılacaksa o pozisyonda üçlü rotasyon yapılacak şekilde kullanmaktı. Ricky Tarrant ilk geldiğinde Roberson’ın sakatlığı nedeniyle bu planı gerçekleştirememiştik ama Roberson sakatlıktan döndükten sonra bu rotasyonu gerçekleştirme şansımız oldu. Ricky geldiğinde de maç kazanmıştık ama şu an daha verimli ve güvenli bir rotasyonumuz oldu. Şu dönemce Ricky Tarrant’ın apandisit ameliyatı geçirmiş olması nedeniyle bu kısa rotasyonunu uygulayamıyoruz ancak uyguladığımız dönemde bunun ne kadar doğru bir karar olduğunu görmüş olduk. Roberson da rahatladı, belli süreler oyun kurucu belli süreler skorer guard pozisyonunda oynayınca ve diri kalınca skorer kimliği de daha ön plana çıktı. Ricky oyunu organize etme ve tempoyu ayarlama konusunda bize yardımcı olunca Pako da rahatlamış oldu. 1-2 numaradaki rotasyon bizim için önemliydi. Ricky’nin apandisit olduğu dönemde aynı düzen içerisinde kenardan Berkay’ı monte ettik. O da gayet iyi sinyaller veriyor. İnşallah sezon sonuna kadar aynı şekilde devam eder. Aynı zamanda Evan Bruinsma’yı yeniden rotasyon içerisine soktuk. Evan da burnunun kırık olmasına rağmen tüm iyi niyetiyle mücadelesine devam ediyor ve takıma katkı vermeyi sürdürüyor. İki numara pozisyonda zaman zaman Ata ve Ogün’e de süre veriyoruz. Ogün tecrübesiyle çok ciddi katkılar veriyor, Ata da genç bir oyuncu olarak her zaman oynamaya hazır bir şekilde bekliyor. Tüm oyuncularımızdan bu şekilde verim almamızın en büyük sebebi pozisyonları doğru ayarlamış olmamız. Bununla beraber takıma doğru eklemeler yaptık. Yaptığımız antrenmanlar zaman zaman oyuncuların alışık olmadığı sert antrenmanlar olsa da bunların faydasını maçlarda görmeye başladılar. Antrenmanın verdiği güvenle maçlara da daha inançlı yaklaşmaya başladılar. Savunma anlayışıyla da oynayınca elde ettiğimiz sonuçları almaya başladı takım.
ANOSİKE SAVUNMANIN BELKEMİĞİ
Kadro yapısı itibariyle tempoyu fazla yükseltmeden yarı saha basketbolunu tercih ediyorsunuz. Savunmacı bir koç olduğunuzu biliyoruz. Anosike bu bağlamda sizin için bir şans oldu mu?
* OD Anosike, ben takıma geldiğimde zaman zaman kadroya dahi yazılmayan bir oyuncu konumundaydı. İlk kez televizyonda izlediğimde savunma konusunda ve ribaund konusunda etkili, hücumda ise limitleri olan ama faydalı bir takım bir oyuncusu olarak görmüştüm. Anosike şu an bizim savunmamızın bel kemiği. Arkada her türlü mücadeleyi veriyor, birçok uzunla boğuşuyor. Diğer oyuncularımız da kendisine yardım ediyorlar ama Anosike savunmayı tek başına toparlayabilen bir oyuncu. Hücumunda da önemli gelişmeler gösterdi. Tam bir takım oyuncusu. Takıma, antrenmana, koça her zaman saygı gösteren bir oyuncu. OD Anosike’den maksimum verim almaya çalışıyoruz O da kendisini her antrenmanda maksimum düzeyde zorluyor. Bizim şu anki başarımızdaki en önemli faktörlerden bir tanesi de OD Anosike’ye sahip olmamız. Tabii burada Pako Cruz’un takım üzerinde sahip olduğu liderlik etkisiyle beraber belli bir ahengi birlikte götürüyoruz. Pako da bu takımın kalbi. Herkesin saygı duyduğu bir lider olarak takımı aslında Pako’nun etrafında toplamış durumdayız.
4+1 SİSTEMİNE DÖNÜLMELİ
Ligde kalma mücadelesi veren takımda her koç en hazır oyuncularla oynar. Siz bu tabloya karşın yerlileri de işin içine sokmaya çalıştınız.  Yerlilerden istediğiniz katkıyı aldınız mı? Manisa'dan bağımsız olarak yerli oyuncu gelişimi konusunda önerileriniz var mı?
* Mustafa Baki Görür’den çok önemli katkılar aldığımız dönemler oldu. TBL’de oynadığı basketbola yakın bir basketbol sergiledi. Zaman zaman düşüşleri olsa da iyi döneminde gösterdiği maksimum performans kalitesini, hem takım kaptanı olarak hem oyunculuk olarak ne düzeyde olduğunu gösterdi. İnşallah o seviyelere en kısa zamanda tekrar çıkar. Baki o seviyelere çıktığında Manisa BBSK olarak çok daha güçlü oluyoruz. Erdi Gülaslan, göreve geldikten sonra zaman zaman sakatlıklar geçirdi ve o nedenle form tutturamadı ancak Erdi kalitesi olan bir oyuncu. Mücadele ruhu var, savaşçı ve takım için önemli bir oyuncu. Sakatlıksız, istikrarlı bir dönem geçirdiği zaman yine çok iyi bir performans verebileceğini düşünüyorum. Takımımızda zaman zaman süre alan Tolga Kaan Birer var. TBL’nin üzerinde bir uzun ve kendisini BSL’ye adapte etmeye çalışıyor. O da çok iyi çalışan bir oyuncu. Manisa BBSK’de sahip olduğum oyunculardan ve yakaladığımız ahenkten ötürü şanslı hissediyorum. Bu oyuncuları bir araya getirdik ve maksimum verimi sergiliyorlar. Birlikte çalışmaktan ve antrenman yapmaktan dolayı çok mutlular. Böyle bir gruba sahip olduğumuz için hem kendi adıma hem Manisa BBSK adına şanslı hissediyorum. 

Yerli oyuncuların gelişimi konusunda bu ligde yapılabilecek en iyi şey 4+1 sistemine dönmek. Takım kadrosunda beş ya da altı yabancı olsa bile 4+1 sistemi ile her zaman bir Türk oyuncuyu sahanın içinde tutmak. 3+2 sisteminde yıllarca çok önemli katkılar alınmıştı Türk basketbolunda. Şimdi 3+2’ye dönmek zor olsa da 4+1 sistemine dönülerek yeniden basketbolumuza yıldız oyuncular kazandırılabileceğini düşünüyorum. Bunun yalnızca çalışmayla veya antrenmanla olabileceğini düşünmüyorum. Oyuncuların sahada kritik anlarda da süre alması gerekiyor. Şahsi olarak bu süreleri vermek isteyen bir antrenörüm. Maçın en kritik anlarında bu süreyi veremediğim olabilir ancak o anlarda yalnızca maçı kazanmayı düşünüyorsunuz. 4+1 sisteminin mecburi olduğu bir dönem olursa maçın en kritik anında bir Türk oyuncunun sahada olması gelişimlerine katkıda bulunacaktır diye düşünüyorum.  

Yorumlar Okunma: 2078