Ender Arslan röportajı - BasketFaul.com

Ender Arslan röportajı

09-03-23 17:59
Koçlar genelde kısa oyunculardan çıkar... Türk basketbolunun yetiştirdiği en iyi kısalardan biri olan Ender Arslan da Çağdaş Bodrum'un başına geçti. Bazıları "Dün bir, bugün iki... Biraz çabuk olmadı mı?" diyebilir. Hayır olmadı... Ender Arslan, NBA'de oyunculuğu bıraktıktan sonra, örneğin Jason Kidd gibi ertesi gün koçluğa getirilmedi. Bir buçuk sene Bahçeşehir'de stajını yaptı. Oyunculuk yıllarının son dönemlerine bakarsanız onun aynı zamanda asistan koç gibi çalıştığını da farkedersiniz. Gerek koçlara oyun sırasında yaptığı önerilerle, gerek benchte oyuncularla yaptığı konuşmalarla... Ancak bizde askerlikte yıllara bağlı rütbe kazanmak gibi koçların yıllarca asistan koç olarak görev yapmasına alışıldığı için Ender Arslan'ı erken bulanlar olabilir. Bizce değil... İnsanlarla ilişkisi, donanımı, basketbol zekası ile Ender Arslan gereksiz bekleme yapmadan, olması gereken yere geldi. Elbette aynı yorumu basketbolu bıraktıktan çok kısa süre içinde koçluğa getirilebilecek herkes için de yapamayız.  

Ender Arslan'la koçluğa geliş sürecini konuşurken, basketbolumuzun oyun kurucu konusunu da sorduk...

* Antrenör olmaya ne zaman karar verdiniz?
Telekom'da oynadığım ilk sene, yani 2017'de net olarak basketbolu bırakınca koçluk yapmaya karar verdim. Ayrıca Bursaspor'daki iki senem de neredeyse asistan koçluk yaptım ve hazırlık süreci gibi geçirdim. Bunu da oyuncudan çok koça hak vermeye başladığımı farkedince anladım. Asistan koç olarak görev yaptığım Bahçeşehir'de de Erhan abi hareket alanı, takıma müdahale hakkı verdi ve böylece süreç hızlı işledi. Bahçeşehir'e de çok teşekkür ediyorum. Head koçluğa geçişimde bana çok katkı yaptılar.

* Koçların genelde kısa oyunculardan çıktığına herhalde siz de katılırsınız...
Ararsak uzunlardan da koç olanları bulabiliriz. Benim şansım oyuncuyken koçluğa ilgi duymam olabilir. Koçların izin verdiği ölçüde maç sırasında fikirlerimi söylerdim. Tabii bazen değerlendirildi, bazen değerlendirilmedi. 

* Ülkemizdeki kısa oyuncu sorunu hakkındaki düşünceleriniz...
Son yıllar hariç, benim dönemimde karar veren yerli play makerlar daha fazlaydı. Bugün de çok değerli olabilecek oyun kuruculara sahip olduğumuzu düşünüyorum ama sorun onlara biçilen roller ve verilen sürelerle ilgili. Maalesef yerlilerin hem süresi az, hem de rolleri savunma ve oyunu tempolu başlatmakla sınırlı. İş karar verme noktasına geldiğinde yabancılar tercih ediliyor. Bizler şanslıydık. Kötü de oynasak rolümüz ve süremiz değişmiyordu. O dönemde takımlarda 10 yabancı yoktu. Yani bana göre sorun elimizde malzeme olmaması ile değil, malzemeyi kullanmamamızla ilgili...
 
* Bodrum'a geçişinize gelecek olursak...
Bodrumdan teklif gelince değerlendirdim, "Ben de olsam böyle bir takım kurardım." dedim ve kabul ettim. Kulübün geleceğine inanmasam buraya gelmezdim. Yöneticilerle, patronlarla tanışınca onların vizyonu beni çok etkiledi. Burası bir Sieana olabilir. Doğru şekilde ilerleyen, altyapıda ciddi hamlelere hazırlanan bir kulüp...
Takıma gelince... Yaş ortalamasının yüksek olması konuşuluyor ama en iyi antrenmanı yapanlar, kendilerine en iyi bakanlar da o deneyimli oyuncular. Ben onları sadece daha sert ve daha tempolu oynatmaya ikna etmeye çalışıyorum.

* TBL için yorumlarınızı alsak...
TBL'yi takip ediyordum, ben de Telekom ile TBL deneyimi yaşamıştım. O dönemde kalite bir tık daha yüksekti. Şimdi de seviye iyi, teknik anlamda ne yaptığını bilerek oynayan takım sayısı çok. Ayrıca gelişime açık çok sayıda genç oyuncu var. Bunlar BSL'de süreler bulabilecek kapasitedeler. BSL takımlarında ciddi katkı verebilecek oyucular görüyorum. Onların kendilerini psikolojik olarak BSL seviyesine hazırlamaları lazım ama tabii bizlerin de onların arkasında durmamız şart.
TBL'de inanılmaz skor yapan yabancı yok ve buna karşın ana rolü üstlenmiş Türkler var. Bu güzel bir gelişme.

* Çağdaş Bodrumspor BSL hedefi olan bir takım. Bunu başarma şansınızı nasıl görüyorsunuz?
Ciddi şansımız var, bunu rakiplere bakarak değil, kendi takımımıza bakarak söylüyorum. Kendi yaptığımız işe konsantre yaparsak başarabiliriz diye  düşünüyorum.

* Oyunculuk günlerine baktığında kendinizi en iyi hissettiğin anlar hangileriydi?
Milli takımda Dünya İkinciliği çok heyecan vericiydi. Sırbistan maçında Kerem abi turnikeyi atarken sahadaydım. Japonya'daki Litvanya maçını sonlarda 4 sayılık oyunumla kazanmıştık. Ayrıca Galatasaray'da 26 yıl sonra şampiyon olurken Banvit serisinin 3. maçını kazandıran üçlüğümü de unutamam.

* Ya kendini kötü hissettiğin anlar...
Efes'le Siena deplasmanında oynarken üst üste üç top kaybı yaptığım en kötü anılarımın başında gelir.. 

* Hakemlerle aranız nasıldı?

Genel olarak iyiydi. Sahada olan sahada kalır. Maç sırasında itirazlarda çok abartmışsam maç bittiğinde gidip özür dilerdim yoksa uyuyamazdım. Bir kere atıldım. Sahadaki gerginliği yatıştırmak için sahaya girdiğim, meğerse bunun karşılığı diskalifiye edilmekmiş.  (Basketfaul)

Yorumlar Okunma: 2921